
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda 2012 yılında yapılan değişiklikle birlikte borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşyaların haczedilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, borçlunun evindeki temel ihtiyaçları için gerekli olan ev eşyaları haczedilemeyecektir. Örneğin televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi gibi eşyalar temel ev eşyaları niteliğinde olup aile bireylerinin yaşamı için gerekli olduğundan bu eşyalar haczedilemez.
Ancak bu eşyaların birden fazla olması halinde durum değişecektir. Kanun koyucu bu eşyaların birden fazla olması halinde yalnızca birinin haczedilemeyeceğini belirtmiştir. Örneğin borçlunun evinde iki tane buzdolabı, üç tane televizyon bulunması halinde bunlardan yalnızca bir televizyon ve bir buzdolabı ev sakinlerinin kulanımında kalması amacıyla haczedilemeyecek kalan iki televizyon ve bir buzdolabı hazcedilebilecektir.
Yapılan kanun değişikliğinden sonra “eve haciz yapmak yasaklandı” gibi yanlış bir algı kamuoyunda yer etmiştir. Alacaklı ödeme emrinin kesinleşmesiyle birlikte borçlunun evine haciz yapabilir, bunun önünde hukuken bir engel bulunmamaktadır. Ancak alacaklının eve haciz yapması durumunda evde bulunan lüzumlu ev eşyaları hazcedilemeyecektir. Bunun dışında yukarıda da belirttiğimiz gibi borçlunun evinde aynı eşyadan iki tane olması durumunda alacaklı bunlardan birini hazcedebilir, evde para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika süs eşyası bulunduğu takdirde bunları da haczedebilir. Borçlunun evindeki süs eşyası lüzumlu eşya olarak görülmediğinden haczi mümkündür.
Yukarıda anlattığımız durumlara aykırı olarak ev eşyası haczedilen kişi icra dairesinin yapmış olduğu bu haciz işlemi hakkında İcra ve İflas Kanunu madde 16 gereği icra mahkemesine 7 gün içerisinde şikayette bulunabilir.
Bu konu hakkındaki Yargıtay kararından alıntı yapmak isteriz:“… Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” (Yargıtay 12. HD., 2014/4289 E., 2014/6671 K., 10.03.2014 T.)